
Şimdi düşünün... Oturup en karizmatik halinizi düşünün... Bir erkeksiniz, ve yeni girdiğiniz bir ortamdasınız... Ciddi bakışlar, cıvık olmayan, zekanızı belli edecek esprilerle kendinizi tanıtacaksınız onlara... Belki yaşadığınız gerçekten acı ama karizmanıza karizma katacak bir olaydan bahsederek insanların ilgisini çekeceksiniz. Ama bir yandan da asla durmadan kendini anlatan, her şeyi bir çırpıda bitirip o gizemli geçmişi olan erkek izlenimini de yitirmemeniz gerekiyor... Çok dikkatli davranıyorsunuz...
Her şey yolunda gidiyor... Kahkahalar atmasalar da insanlar size gülümsüyorlar, anlattıklarınızı dinliyorlar... İçinizde bir kıpırtı var, mutlusunuz. Çünkü kendinizi tanıtmak istediğiniz gibi tanıtmak yolunda ilerliyorsunuz emin adımlarla... Hatta ortamdaki en cool erkek olarak kendini kanıtlamış olan kişi (bu malesef siz değilsiniz) size takılıyor esprilerinden sonra size bakarak bir cevap, bir onay, bir tepki bekliyor. Evet, ortamdaki en cool kişi sizi kendine yakın görmeye başladı bile... Devam etmeden önce ortamdaki en cool kişi kimdir, bundan bahsedelim.
"Ortamdaki en cool kişi" : Bir arkadaşınız aracılığıyla girdiğiniz yeni bir ortam. Herkes az çok birbirini tanıyor. Ve oraya gidene kadar bu ortak arkadaşınız size hep bir kişiden bahsediyor. Çok acayip bi adam ya, süper komik abi görünce anlicaksın bak ne dediğimi. O ortamdayken de ara sıra arkadaşınız kulağınıza eğilip, belirttiği şahısın her lafından sonra, "anladın mı ne demek istediğimi" edasıyla hafif bir tebessüm ederek başını sallıyor size. O kadar beyniniz yıkanmış ki, o kişi naparsa yapsın cool geliyor size... Onun gözüne girmek sizin kalitenizi arttıracak ortamda.
İşte bu kişi sizinle göz temasına, espri ardından gelen onay ve tepki bekleme bakışlarına başladı. Ve aranızda bir diyalog başladı... Artık herkesin gözü sizin üzerinizde. Çünkü masada bir sessizlik oldu. O cool kişi size dönüp bir şeyler anlattı ve siz de bir cevap verdiniz... Sessizlik arttı, ve her kes yüzlerindeki ciddi gülümsemeyle sizi izliyor, sizi dinliyor. Kendinizi başta nasıl tanıttıysanız, öyle devam etmek zorundasınız, ama bir yandan da herkesin ilgisini sıcak tutmak boynunuzun borcu... Dünya durdu sanki, yüzünüzde bir gülümseme var, başınızı aşağı yukarı sallayarak karşınızdakinin ne dediğini dinler gibi yapıyorsunuz ve onaylıyorsunuz, ama o sırada ortamın gerginliği, herkesin size bakmış olduğunu bilmenin verdiği stres sizin beyninizde dönüp duruyor. "Dikkat etmelisin, herkes sana bakıyor...!" Bu sesler kafanda dönerken sanki etrafta hiç ses yok ve kendinle konuşuyorsun sadece... Yüzündeki ifade aynı şekilde duruyor. Karşındaki cool şahsın sözlerini anlamıyorsun dinlemiyorsun ama ses tonuna göre de beynin vücuduna nasıl tepkiler vermen gerektiğini emrediyor! Bazen gülümsemen artıyor, bazen ciddileşiyorsun, mütemadiyen kafanı sallayarak ilginin sıcak olduğunu herkese kanıtlıyorsun. Oysa ki sadece kendinle konuşuyorsun o anda. Söylenenleri kaçırdın... Başından beri neden bahsedildiğini bilmiyorsun bile ve artık yapacak bir şey olmadığını bildiğin için kendini olayın gidişatına bırakmış dinliyorsun. Ta ki karşı tarafın, o cool şahsın lafı bitene kadar...! Ve işte o an geldi... Masada tamamen bir sessizlik var artık... Belli ki sıra sende. Kendine gelmelisin. Her kes senin cevabını bekliyor. Tüm gözler senin üzerine çevrilmiş, herkesin yüzündeki aptal gülümseme çakılmış duruyor... Ve ne söyleyeceğin hakkında en ufak bir fikrin yok! İçinden kendi kendini teselli ediyorsun. Belki herkes senin gibi yapmıştır o an. O cool insan konuşurken belki de herkes kendisinin dışarıdan nasıl göründüğünü düşünürken dinlememiştir. Söyleyecek doğru bir şey bulmak zorundasın artık! Zaman geçtikçe durum iyice saçma bir hal alıyor. Hadi! Zaman geçiyor! Bir şey söyle... Hadi!
O sırada lafa biri giriyor. Başından beri sessiz duran o gizli kişi... Bir şey söylüyor... Ve masada inanılmaz bir kahkaha kopuyor. Kulakları sağır eden bir kahkaha. Kimisi o gizli kişinin omzuna vuruyor ve " sen yok musun seeen" der gibi bir parmak hareketi yapıyor ona. Unutuldun! Sen beynindeki fırtınayla uğraşırken, o her şeyi dinlemiş, ve ne diyebilirim diye kurmuş içinden. Belli ki o zamanını daha iyi değerlendirmiş ve diyeceğini düşünmüş... Sen terlerken, o çalıştırmış beynini....
Masadaki konuşma devam ediyor... O gizli kişi, o sessiz çocuk açıldı artık... Cool kişinin ilgisini o aldı... Konuşuyorlar, gülüşüyorlar, karşılıklı espriler yapıyorlar gülüyorlar... Kimse sana bakmıyor! Sen de ara ara gülüyorsun, sessiz sessiz bir espri yapıyorsun duyulmuyor bile. Tekrar aynı şeyi söylersem daha yüksek sesle diye düşünürken, konu geçiyor. Yetişemiyorsun bile artık ortama. Kaybettin! Artık sen yoksun, şansını kaybettin! Kendin olmak zorundasın. Kabul et, karizmatik olan sen değilsin, ve asla olamayacaksın...
Her şey yolunda gidiyor... Kahkahalar atmasalar da insanlar size gülümsüyorlar, anlattıklarınızı dinliyorlar... İçinizde bir kıpırtı var, mutlusunuz. Çünkü kendinizi tanıtmak istediğiniz gibi tanıtmak yolunda ilerliyorsunuz emin adımlarla... Hatta ortamdaki en cool erkek olarak kendini kanıtlamış olan kişi (bu malesef siz değilsiniz) size takılıyor esprilerinden sonra size bakarak bir cevap, bir onay, bir tepki bekliyor. Evet, ortamdaki en cool kişi sizi kendine yakın görmeye başladı bile... Devam etmeden önce ortamdaki en cool kişi kimdir, bundan bahsedelim.
"Ortamdaki en cool kişi" : Bir arkadaşınız aracılığıyla girdiğiniz yeni bir ortam. Herkes az çok birbirini tanıyor. Ve oraya gidene kadar bu ortak arkadaşınız size hep bir kişiden bahsediyor. Çok acayip bi adam ya, süper komik abi görünce anlicaksın bak ne dediğimi. O ortamdayken de ara sıra arkadaşınız kulağınıza eğilip, belirttiği şahısın her lafından sonra, "anladın mı ne demek istediğimi" edasıyla hafif bir tebessüm ederek başını sallıyor size. O kadar beyniniz yıkanmış ki, o kişi naparsa yapsın cool geliyor size... Onun gözüne girmek sizin kalitenizi arttıracak ortamda.
İşte bu kişi sizinle göz temasına, espri ardından gelen onay ve tepki bekleme bakışlarına başladı. Ve aranızda bir diyalog başladı... Artık herkesin gözü sizin üzerinizde. Çünkü masada bir sessizlik oldu. O cool kişi size dönüp bir şeyler anlattı ve siz de bir cevap verdiniz... Sessizlik arttı, ve her kes yüzlerindeki ciddi gülümsemeyle sizi izliyor, sizi dinliyor. Kendinizi başta nasıl tanıttıysanız, öyle devam etmek zorundasınız, ama bir yandan da herkesin ilgisini sıcak tutmak boynunuzun borcu... Dünya durdu sanki, yüzünüzde bir gülümseme var, başınızı aşağı yukarı sallayarak karşınızdakinin ne dediğini dinler gibi yapıyorsunuz ve onaylıyorsunuz, ama o sırada ortamın gerginliği, herkesin size bakmış olduğunu bilmenin verdiği stres sizin beyninizde dönüp duruyor. "Dikkat etmelisin, herkes sana bakıyor...!" Bu sesler kafanda dönerken sanki etrafta hiç ses yok ve kendinle konuşuyorsun sadece... Yüzündeki ifade aynı şekilde duruyor. Karşındaki cool şahsın sözlerini anlamıyorsun dinlemiyorsun ama ses tonuna göre de beynin vücuduna nasıl tepkiler vermen gerektiğini emrediyor! Bazen gülümsemen artıyor, bazen ciddileşiyorsun, mütemadiyen kafanı sallayarak ilginin sıcak olduğunu herkese kanıtlıyorsun. Oysa ki sadece kendinle konuşuyorsun o anda. Söylenenleri kaçırdın... Başından beri neden bahsedildiğini bilmiyorsun bile ve artık yapacak bir şey olmadığını bildiğin için kendini olayın gidişatına bırakmış dinliyorsun. Ta ki karşı tarafın, o cool şahsın lafı bitene kadar...! Ve işte o an geldi... Masada tamamen bir sessizlik var artık... Belli ki sıra sende. Kendine gelmelisin. Her kes senin cevabını bekliyor. Tüm gözler senin üzerine çevrilmiş, herkesin yüzündeki aptal gülümseme çakılmış duruyor... Ve ne söyleyeceğin hakkında en ufak bir fikrin yok! İçinden kendi kendini teselli ediyorsun. Belki herkes senin gibi yapmıştır o an. O cool insan konuşurken belki de herkes kendisinin dışarıdan nasıl göründüğünü düşünürken dinlememiştir. Söyleyecek doğru bir şey bulmak zorundasın artık! Zaman geçtikçe durum iyice saçma bir hal alıyor. Hadi! Zaman geçiyor! Bir şey söyle... Hadi!
O sırada lafa biri giriyor. Başından beri sessiz duran o gizli kişi... Bir şey söylüyor... Ve masada inanılmaz bir kahkaha kopuyor. Kulakları sağır eden bir kahkaha. Kimisi o gizli kişinin omzuna vuruyor ve " sen yok musun seeen" der gibi bir parmak hareketi yapıyor ona. Unutuldun! Sen beynindeki fırtınayla uğraşırken, o her şeyi dinlemiş, ve ne diyebilirim diye kurmuş içinden. Belli ki o zamanını daha iyi değerlendirmiş ve diyeceğini düşünmüş... Sen terlerken, o çalıştırmış beynini....
Masadaki konuşma devam ediyor... O gizli kişi, o sessiz çocuk açıldı artık... Cool kişinin ilgisini o aldı... Konuşuyorlar, gülüşüyorlar, karşılıklı espriler yapıyorlar gülüyorlar... Kimse sana bakmıyor! Sen de ara ara gülüyorsun, sessiz sessiz bir espri yapıyorsun duyulmuyor bile. Tekrar aynı şeyi söylersem daha yüksek sesle diye düşünürken, konu geçiyor. Yetişemiyorsun bile artık ortama. Kaybettin! Artık sen yoksun, şansını kaybettin! Kendin olmak zorundasın. Kabul et, karizmatik olan sen değilsin, ve asla olamayacaksın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder