.jpg)
25 Eylül 2008 Perşembe
Ucu ucuna yaşamak...
.jpg)
Gecenin bu saatine kadar dolaşacak ne vardı sanki... Kendini ona kusursuz göstermek için uğraşmış, ve aslında başarmıştı... Yalnız kaldığı andan itibaren yaşananlar sayılmazdı nasıl olsa... Bilmeyecekti o asla...
Gecenin karanlığında yanından hızla geçen arabalar ve o saatlerde çeteleşen köpekleri izlemek istiyordu... Hep merak etmişti onları çünkü... Gündüz bir arabanın altında kıvrılıp uyuyan o sevimli hayvanların geceleri nasıl çete haline geldiklerini, ve sokaktan geçen her arabaya neden saldırdıklarını merak etmişti... Tam o gece yaşadıklarının bir özetini çıkartıyordu kafasından ki irkildi... İnanılmaz bir gürültüyle irkildi... Aslında çok da inanılmaz bir gürültü değildi duyduğu ama o öylesine dalmıştı ki, içinde bulunduğu arabanın tekerleklerine saldıran köpeğin havlaması çok fazla gelmişti o gecenin sessizliğinde... Kendine hakim olamıyordu, sevgilisiyle geçirdiği ilk buluşmanın ardından, tek başına evine döndüğü o anda, bütün geceyi kendi kafasında baştan yaşıyordu, ve bunu bir türlü engelleyemiyordu. İlk buluştukları anı düşündü önce, karizmatik bir gülümsemeyle hoşgeldin tatlım demiş, ve sarılmıştı... Sonra teker teker, her yaptığı hareketi tarttı kafasında... İlk buluşma anından, ayrılma anına kadar... Evet sorun yoktu... Ancak arabanın tekerleklerine sürtmek üzere olan o burnu gördüğünde kendine geldi... O an düşünmesi gereken tek bir şey vardı... Bakması gereken tek bir nokta... Yine de arada kendi kendine geçirdi aklından. Acaba hiçbir köpek bu tekerleklere çarpıp da ağlaya ağlaya uzaklaşmış mıydı... Karizmatik bir sinirle saldırdığı arabadan yenik ayrılmış, ve bir kaybeden modunda bir köşeye kıvrılmak zorunda kalmış mıydı? O an çok yakın hissetti kendini o köpeğe... Hayalinde yarattığı o kaybeden köpekten hiç farkı yoktu...
Bir sürü şey geçerken aklından, bindiği takside ilerlemeye devam ediyordu... Kendine kızarak... Bu saate kadar ne işi vardı ki! 12yi geçmişti saat, çok yorulmuştu, güzel bir geceydi ama parası bitmişti... Evet asıl sorun buydu... Sevgilisiyle oturduğu hiçbir yerde, ona kendini verememişti çünkü gelecek hesabı düşünüyordu sadece... Hesap geldiğinde ya yetmezse cebindeki... Kredi kartını verdiğinde, ter dökmeye başlıyordu... Uzakta masaya doğru gelen her garson, sanki beyefendi, başka kartınız var mı? Limit yetersiz... diyecek gibi geliyordu... Yoktu çünkü başka kartı... Ve her şey yolunda giderken rezil olamazdı... O karizmatik laflar, umursamaz tavırlar, sevgiliyi kendine bağlama çabaları, bütün akşamın uğraşları bir garsonun bir cümlesi yüzünden bitmemeliydi... Ve bitmemişti... Şanslıydı, parası yetti bütün geceye, ve sonunda gönderdi sevgilisini...
O sırada bir an kendine geldi... Bindiği taksinin arka koltuğunda, binbir düşünceye dalmış ve asıl bakması gereken yeri unutmuştu... Taksimetre! Parasının yettiği yere kadar gidip, geri kalan yolu yürümek zorundaydı ama, dalmıştı işte... Aman tanrım! Cebindeki miktarı çoktan geçmişti taksimetrede görünen rakam... Napıcam ben! diye düşündü içinden... Taksi ilerliyordu, ilerledikçe taksimetre artıyordu, ve hala durdurmamıştı taksiyi... Ne diyecekti ki? Geçmişti artık.. Parası zaten yetmeyecekti... Gittikçe gidiyordu araba, komada gibi hissediyordu kendini... Konuşmak istiyor ama konuşamıyordu... Ve birden döküldü ağzından kelimeler... Müsait bir yerde ineyim ben... Taksici şaşırmıştı, birden hız kesti ve durdu... O sırada farketti durumun garipliğini... Otobanın ortasındaydı... Etrafta ev falan yoktu... Bir insan niye burada inmek isterdi ki...
Sanki taksimetreye ilk kez bakıyorumuş gibi yaptı, ve miktarı öğrendi... Cüzdanını çıkardı, parası yetmiyordu... Yapacak bir şey yoktu... Tüm yüzsüzlüğüyle konuşmaya başladı... Aa, abi ya biraz eksik çıkıyo... Helal et artık... Taksici şimdi anlamıştı neden otobanın ortasında durduklarını... Güldü... Hadi iyi geceler dedi...
Hemen indi taksiden... Nasılsa bir daha görmeyecekti o adamı... Takması gereken bir şey yoktu... Ama gülmüştü adam... Her şeyi anlamış ve haline gülmüştü... Bir köpek olmayı istemişti o anda... Tek derdi sokaktan geçen arabalara saldırmak olan bir köpek... Yürümeye başladı... Otobanın kenarından ilerliyordu... Eve biraz daha vardı ne de olsa...
Gecenin karanlığında yanından hızla geçen arabalar ve o saatlerde çeteleşen köpekleri izlemek istiyordu... Hep merak etmişti onları çünkü... Gündüz bir arabanın altında kıvrılıp uyuyan o sevimli hayvanların geceleri nasıl çete haline geldiklerini, ve sokaktan geçen her arabaya neden saldırdıklarını merak etmişti... Tam o gece yaşadıklarının bir özetini çıkartıyordu kafasından ki irkildi... İnanılmaz bir gürültüyle irkildi... Aslında çok da inanılmaz bir gürültü değildi duyduğu ama o öylesine dalmıştı ki, içinde bulunduğu arabanın tekerleklerine saldıran köpeğin havlaması çok fazla gelmişti o gecenin sessizliğinde... Kendine hakim olamıyordu, sevgilisiyle geçirdiği ilk buluşmanın ardından, tek başına evine döndüğü o anda, bütün geceyi kendi kafasında baştan yaşıyordu, ve bunu bir türlü engelleyemiyordu. İlk buluştukları anı düşündü önce, karizmatik bir gülümsemeyle hoşgeldin tatlım demiş, ve sarılmıştı... Sonra teker teker, her yaptığı hareketi tarttı kafasında... İlk buluşma anından, ayrılma anına kadar... Evet sorun yoktu... Ancak arabanın tekerleklerine sürtmek üzere olan o burnu gördüğünde kendine geldi... O an düşünmesi gereken tek bir şey vardı... Bakması gereken tek bir nokta... Yine de arada kendi kendine geçirdi aklından. Acaba hiçbir köpek bu tekerleklere çarpıp da ağlaya ağlaya uzaklaşmış mıydı... Karizmatik bir sinirle saldırdığı arabadan yenik ayrılmış, ve bir kaybeden modunda bir köşeye kıvrılmak zorunda kalmış mıydı? O an çok yakın hissetti kendini o köpeğe... Hayalinde yarattığı o kaybeden köpekten hiç farkı yoktu...
Bir sürü şey geçerken aklından, bindiği takside ilerlemeye devam ediyordu... Kendine kızarak... Bu saate kadar ne işi vardı ki! 12yi geçmişti saat, çok yorulmuştu, güzel bir geceydi ama parası bitmişti... Evet asıl sorun buydu... Sevgilisiyle oturduğu hiçbir yerde, ona kendini verememişti çünkü gelecek hesabı düşünüyordu sadece... Hesap geldiğinde ya yetmezse cebindeki... Kredi kartını verdiğinde, ter dökmeye başlıyordu... Uzakta masaya doğru gelen her garson, sanki beyefendi, başka kartınız var mı? Limit yetersiz... diyecek gibi geliyordu... Yoktu çünkü başka kartı... Ve her şey yolunda giderken rezil olamazdı... O karizmatik laflar, umursamaz tavırlar, sevgiliyi kendine bağlama çabaları, bütün akşamın uğraşları bir garsonun bir cümlesi yüzünden bitmemeliydi... Ve bitmemişti... Şanslıydı, parası yetti bütün geceye, ve sonunda gönderdi sevgilisini...
O sırada bir an kendine geldi... Bindiği taksinin arka koltuğunda, binbir düşünceye dalmış ve asıl bakması gereken yeri unutmuştu... Taksimetre! Parasının yettiği yere kadar gidip, geri kalan yolu yürümek zorundaydı ama, dalmıştı işte... Aman tanrım! Cebindeki miktarı çoktan geçmişti taksimetrede görünen rakam... Napıcam ben! diye düşündü içinden... Taksi ilerliyordu, ilerledikçe taksimetre artıyordu, ve hala durdurmamıştı taksiyi... Ne diyecekti ki? Geçmişti artık.. Parası zaten yetmeyecekti... Gittikçe gidiyordu araba, komada gibi hissediyordu kendini... Konuşmak istiyor ama konuşamıyordu... Ve birden döküldü ağzından kelimeler... Müsait bir yerde ineyim ben... Taksici şaşırmıştı, birden hız kesti ve durdu... O sırada farketti durumun garipliğini... Otobanın ortasındaydı... Etrafta ev falan yoktu... Bir insan niye burada inmek isterdi ki...
Sanki taksimetreye ilk kez bakıyorumuş gibi yaptı, ve miktarı öğrendi... Cüzdanını çıkardı, parası yetmiyordu... Yapacak bir şey yoktu... Tüm yüzsüzlüğüyle konuşmaya başladı... Aa, abi ya biraz eksik çıkıyo... Helal et artık... Taksici şimdi anlamıştı neden otobanın ortasında durduklarını... Güldü... Hadi iyi geceler dedi...
Hemen indi taksiden... Nasılsa bir daha görmeyecekti o adamı... Takması gereken bir şey yoktu... Ama gülmüştü adam... Her şeyi anlamış ve haline gülmüştü... Bir köpek olmayı istemişti o anda... Tek derdi sokaktan geçen arabalara saldırmak olan bir köpek... Yürümeye başladı... Otobanın kenarından ilerliyordu... Eve biraz daha vardı ne de olsa...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)